Geçici iskemik atak, 24 saatten daha kısa süren ve kalıcı şikayet veya sakatlık bırakmayan inme türüdür. Geçici iskemik atak, bir “mini inme” olarak tanımlanabilir. Geçici iskemik ataklarda hastanın şikayetleri, genellikle 5-10 dakikadan az sürer ve herhangi bir tedavi verilmeden kendiliğinden kaybolur.
En sık görülen geçici iskemik atak şikayet ve belirtileri şunlardır:
- Kolda, bacakta veya yüzde uyuşma
- Kolda, bacakta veya vücudun yarısında kuvvet kaybı
- Yüz yarısında felç
- Bulanık görme veya görme kaybı
- Konuşma güçlüğü veya konuşmama
- Konuşmanın peltekleşmesi
- Sözcükleri bulup söyleyememe
- Konuşulanları anlayamama
- Şiddetli başdönmesi / denge kaybı
- Bilinç kaybı
Geçici iskemik ataklar, beyin damarlarının bir
pıhtı tarafından çok kısa bir süreyle tıkanması nedeniyle oluşur. Geçici
iskemik ataklarda şikayete neden olan pıhtı, kısa süre içinde eriyerek
kendiliğinden eriyip yok olur. Pıhtının erimesiyle birlikte, hastanın
şikayetleri kısa süre içinde kendiliğinden kaybolur.
Geçici iskemik atağa neden olan pıhtı, üç farklı kaynaktan gelmiş olabilir.
- Şahdamarı darlıkları
- Beyin damarlarındaki darlıklar
- Kalp kökenli pıhtılar
Şikayetlerin kısa süre içinde kendiğiliğinden kaybolması hastalığın
ciddiyetini tanımlamada yanıltıcı olmamalıdır. Daha doğru bir
tanımlamayla geçici iskemik ataklar, “uyarıcı inmeler” dir.
Hastayı, yaklaşmakta olan bir kalıcı inme ve felç riski yönünden uyaran
“öncü” ataklardır. Geçici iskemik atak geçiren hastaların yaklaşık
%35’i, uygun şekide tedavi edilmedikleri takdirde takip eden 1 ay içinde
kalıcı inme ve felç geçirirler. Bu nedenle geçici iskemik ataklar,
ciddiye alınmalı ve atağa neden olan durum bu ciddiyetle vakit
geçirmeden tedavi edilmelidir.
Geçici iskemik atak
geçiren kişide, atağa neden olan pıhtının kaynağı detaylı şekilde
araştırılmalı ve kalıcı inme riskini ortadan kaldırmak için gerekli
önleyici tedaviler gecikmeden yapılmaldır. Geçici iskemik atak
geçirmiş olan hastalara, beyin manyetik rezonans görüntüleme (MR), kalp
ve boyun atardamarlarına yönelik Doppler ultrasonografi, beyin ve boyun
damarlarını incelemek için MR veya BT anjiografisi, kalp
ultrasonografisi (ekokardiyografi) tetkikleri yapılarak pıhtı kaynağı
araştırılır. Hastaların bir kısmında kateter anjiografisi yapmak
gerekebilir.
Geçici iskemik atak geçirmiş hastalarda genel tedavi
presibi, damar sağlığını koruyucu genel tıbbi önlemlerin alınması ile
birlikte, geçilmiş olan atağın nedeninin ortaya çıkarılıp, ona yönelik
özel ilaç veya girişimsel tedavinin yapılmasıdır.
Damar sağlığını koruyucu önlemler şu şekilde yapılır:
- Yaşam şeklinde değişiklik: hastanın genel sağlık durumu ile uyumlu hareketli bir yaşam stili ve hastaya uygun sağlıklı beslenme
- Sigaranın bırakılması
- Kan basıncının kontrol altına alınması
- Kan şekerinin düzenlenmesi
- Kan kolestrol ve yağ (lipid) düzeylerinin kontrol altına alınması
- Alkol kullanımının bırakılması veya sınırlandırılması
- Pıhtı önleyici ilaçlar
Geçici iskemik atağı oluşturan pıhtının boyun damarlarındaki
(şahdamarı) ciddi bir darlıktan kaynaklandığı hastalarda, ilaç
tedavisine ek olarak darlığı açmak için yapılacak girişimsel bir
tedaviye ihtiyaç duyulabilir. Şahdamarında çap olarak %60-70
üstünde darlık olan ve bu darlıktan kaynaklanan geçici iskemik atak
geçiren hastalarda, darlığa yönelik bir girişimsel tedavi uygulanması
gerekir. Bu girişimsel tedavi, stent tedavisi veya açık cerrahi
şeklinde olur. Açık cerrahi (endarterektomi), kalp-damar cerrahları
tarafından uygunan bir ameliyattır. Bu ameliyatta, şah damarı kesilerek
açılır ve damar içinde darlık oluşturan yağ ve kireç tabakası kazınarak
çıkartılır. Karotis stentleme işlemi, girişimsel nöroradyologlar
tarafından uygulanır. Şah damarı stentleme, herhangi bir cerrahi kesi
yapmadan damar içinden (endovasküler yolla) uygulanır. Kateter adı
verilen özel tüplerle darlık bölgesine damar içinde ulaşılır ve şah
damarının daraldığı bölgede bir metal kafes (stent) açılarak, damar
normal çapına geri döndürülür. Şahdamarı stent tedavisi,
girişimsel nöroradyoloji alanında tecrübeli hekimler tarafında
yapıldığında, yan etki riski %1 civarında olan, izafi olarak güvenli bir
tedavi yöntemidir.
Kafatası içindeki beyin damarındaki bir darlık nedeniyle geçici
iskemik ataklar geçiren ve kan suladırıcı ilaç tedavisine ramen iskemik
ataklar geçirmeye devam eden hastalarda, stent ve /veya balon
anjioplasti tedavisi uygulanması gerekebilir. Böyle bir durumda, stent
tedavisine karar verirken, darlığın hangi damarda olduğu, darlığın ne
kadar ciddi olduğu (damar çapında ne kadar darlık oluşturduğu), darlığın
ne kadar uzunluktaki bir damar kısmını ilgilendirdiği değerlendirilir.
İlaç tedavisine ramen beyin damarındaki bir darlık nedeniyle atak
geçirmeye devam eden hastada, damar çapındaki daralma %70’in üstünde ise
stent tedavisi düşünülebilir. Ancak, darlık derecesi stent tedavisine
karar vermek için tek başına yeterli değildir. Kafatası içindeki beyin
damarlarındaki darlığa bağlı iskemik ataklar geçiren bir hasta, stent
tedavisine karar vermek için hastaya özel bir çok faktör dikkate
alınmaldır.
Kalp atımında düzensizlik (ritim bozukluğu) olan hastalarda kalp içinde pıhtı oluşma riski yüksektir.
Bu hastalarda, kalp içinde oluşan pıhtılar, kan akımı ile beyin damarı
içine kaçarak, iskemik ataklar oluşturabilir. Bu nedenle, geçici iskemik
atak geçiren ve beyin veya boyun damarlarında geçirilen atakları
açıklayacak bir neden bulunamayan hastalarda, kalp ultrasonografisi
(ekokardiyografi) yapılarak kalp içinde pıhtı olup olmadığı araştırılır.
Kalp kaynaklı pıhtı nedeniyle iskemik atak geçiren hastalarda, pıhtı
önleyici / kan sulandırıcı ilaçlar kalıcı geçici iskemik atakları ve
felç gelişimini önlemek için yeterli olabilmektedir.